İstanbul Tahkim Merkezinin Kuruluşu Ne Aşamada?
Hazırlayan: Ali Güden
Bu yazımızda İstanbul'u, öncelikle bölgesel nihai olarak da küresel finans merkezi yapma sloganı ile başlatılan İstanbul Uluslararası Finans merkezi Strateji ve Eylem Planı çerçevesinde kurulması öngörülen İstanbul Tahkim Merkezi'nin görevleri ve kuruluşunda hangi aşamaya gelindiği konusunu işleyemeye çalışacağız.

Bilindiği üzere TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaşan İstanbul Tahkim Merkezi'nin kurulmasına ilişkin kanun 1 Ocak 2015'te yürürlüğe girdi. Kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere uyuşmazlıkların tahkim veya alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözülmesini sağlamak üzere İstanbul Tahkim Merkezi'nin kurulması ve Merkezin teşkilat ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kanunla sadece yapısal yönden Tahkim Merkezi oluşturulmuş olup, tahkime ilişkin maddi kurallar getirilmemiştir.

Tahkim, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların devlet yargısında, mahkemeler aracılığıyla, çözümlenmesi yerine, kanunun izin verdiği konular kapsamında olmak koşuluyla, hakem adı verilen kişiler tarafından görülmesidir. Öncelikli olarak, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi için, uyuşmazlık konusunun tahkime elverişli olması gerekmektedir. Ayrıca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konularda tahkime gidilememektedir. Yine ilgili kanunda Tahkim merkezine başvurabilmek için uyuşmazlığın ticari olması gerektiği düzenlenmektedir. Uyuşmazlık ticari değilse başvurulabilecek bir tahkim merkezi yoktur. Tahkim iç tahkim ve uluslararası tahkim olarak ikiye ayrılmaktadır. Eğer bir ilişkide hiç bir yabancı unsur yoksa böyle bir ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklar için uluslararası tahkime gidilemeyecektir.

Uyuşmazlıkların çözümünde tarafların tahkim veya alternatif çözüm yöntemlerinden birini tercih etmesinin, uyuşmazlığın çözümünün taraf iradesine dayanması sebebiyle çok daha etkin, göreceli olarak daha az masraflı ve mahkemelerin iş yükünü azaltıcı pek çok faydası bulunmaktadır.

Tüm bu sebeplerle tahkimin Türkiye'de bir ihtiyaç haline gelmesi Türk mevzuatında da ilgili çalışmaların yapılması gereğini beraberinde getirmiştir. Bu doğrultuda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gibi tahkime ilişkin çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bununla birlikte, tüm bu gelişmelere ve olumlu yönlerine rağmen, Türk hukukunda tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm yolları istenilen düzeye ulaşamamıştır.

25 Mart 2013 tarihinde meclise sunulan tasarı(2) ile ülkemizde tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının bilinmesi, anlaşılması ve kullanımının yaygınlaştırılması ve ülkemizde de uluslararası alanda rekabet edebilecek bir tahkim merkezinin oluşturulması amacıyla İstanbul Tahkim Merkezi'nin kurulması hedeflenmiştir. Tasarı 20 Kasım 2014'te de mecliste kabul edilmiştir. TBMM sitesinde yayımlanan komisyon raporu ve tutanaklar incelenerek önerge ile 6, 8, 11, 15 ve Geçici 1 inci maddeleri değiştirilmiş ve yapılan değişiklikler metne işlenmiştir. Kanun 1 Ocak 2015'te yürürlüğe girmiştir.

İlgili Kanunun uygulanmasını sağlamak ve Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere tüzel kişiliği haiz, özel hukuk hükümlerine tabi, Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetçi, Danışma Kurulu, Milli ve Milletlerarası Tahkim Divanları ile Genel Sekreterlikten oluşacak bir Tahkim Merkezi kurulmuş olacaktır.

Kanunun hazırlanış sürecinde Adalet Bakanlığı bünyesinde, Bakanlık tarafından bu alanda çalışan çoğu akademisyen ve hâkimlerden oluşan bir Çalışma Grubu kurulmuştur. Çalışma Gurubunun, çalışmaları kapsamında uygulamada bulunan pek çok(5) tahkim merkezinin yapısı incelenmiştir. Bu modellerden ikisi seçilerek Çalışma Grubu tarafından kuruluş, yapılanma ve işleyiş konularında yerinde incelemelerde bulunulmuştur.


İstanbul, Jeopolitik Avantajını Kullanacak

Kahire ve Dubai Tahkim Merkezlerine rakip olması beklenen İstanbul Tahkim Merkezi'nin, hukuk sisteminin Avrupa ile daha entegre olması ve coğrafi olarak sahip olduğu avantajlar dolasıyla bu rekabeti önde götüreceği öngörülmektedir.

Hukuk çevrelerince önemli bulunan bu proje için faaliyete başlanılmadığı her geçen gün geç kalındığı yönünde değerlendirilmeler yapılmaktadır.
Merkezin görevleri neler?

Merkezin başlıca görevi, tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine ilişkin kuralları belirlemek ve hizmetlerin yürütülmesini sağlamaktır. Tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle ilgili tanıtım ve yayın yapmak, bu konudaki bilimsel çalışmaları teşvik etmek, desteklemek, gerçekleştirmek, yurt içi ve yurt dışındaki ilgili kişi ve kurumlarla iş birliği yapmaktır.

4. maddede düzenlenen merkezin görevleri kanunun gerekçesinde ise şu şekilde açıklanmıştır: Merkezin görevleri kendi içinde üç başlık altında tasnif edilebilir. Bu görevlerden ilki idarî görevler, ikincisi Merkezin varlık nedeni, üçüncü görev grubunu ise tanıtım görevi olarak nitelendirmek mümkündür. Merkezin ilk görevi, tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine ilişkin kurallar belirleyip ilan etmektir. Tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözümü bu kuralların uygulanması yoluyla gerçekleştirilecektir. Merkezin ikinci görevi, her türlü uyuşmazlığın tahkim, arabuluculuk ve diğer alternatifuyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kullanılarak çözüme kavuşturulması olarak belirlenmektedir. Bu görev aslında, Merkezin varlık nedenidir. Merkezin son görevi, tanıtım olarak sayılmaktadır.

Tahkim Heyeti kimlerden oluşuyor?

Tahkim Heyeti 25 üyeden oluşacaktır. 2'sini TOBB, 2'sini ticaret, 1'ini sanayi, 1'ini deniz ticaret odaları seçecektir. T.Barolar Birliği'ne kayıtlı 6 tahkim uzmanı aday gösterilecek ve YÖK, uzman 2 öğretim görevlisi gönderecektir. Bankalar Birliği, Katılım Bankaları Birliği, SPK, İKMB, Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu ve Noterler Birliği birer temsilci gösterecektir. Üyeler bu göreve 4 yıl için seçileceklerdir.

Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemlerinde Geç Kalınmıştır

Doğrudan müzakere ve arabuluculuk, hukukumuzda bilinen ve zamanla daha sık kullanılmaya başlanılan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biridir. Avukatlık Kanunu ile doğrudan müzakereye ilişkin 'arabuluculuk' kurumu da hukuk sistemimize girmiştir fakat bu tür olumlu gelişmelere rağmen, ülkemizde tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm kültüründe istenilen düzeyde gelişme göstermekte geç kalınmıştır.

Bugüne kadar sivil inisiyatifle bir tahkim merkezinin kurulamamış olması kanunla kurulmasını gerekli kılmıştır. Söz konusu tahkim merkezinin kanunla kurulması bazı hukuk çevreleri tarafından eleştirilmektedir. İdeal olanın bir dernek veya bir enstitü olarak kurulması olduğu dile getirilmektedir. Yapılan eleştirilerin dayanağını ise, özellikle uluslararası tahkimde yabancılar bakımından güven sorunu oluşturacağı endişesidir. Ancak unutulmamalıdır ki önemli olan bu kurumun oluşumunda ve işleyişinde yürütmenin ne kadar etkin olduğudur. Bu kanunda düzenlendiği gibi eğer uygulamada da yürütmenin vesayet etkisi olmaz, aksine ticaret odalarından oluşan bir kurumun etkinliği sağlanabilirse bu eleştiriler zaman içinde etkisiz kalacaktır.
LONDRA
5 Chancery Lane WC2A 1LG
T:
+4402074067504

ISTANBUL
Barbaros Mah, Varyap Meridian C Blok
D: 172 Ardıç Sok. 34746, Atasehir
T:
+902165101260

info@guden.av.tr